Merhaba, ismim Tuğçe. İstanbul’da özel bir lisede fizik öğretmeniyim. 37 yaşındayım ve 10 yıllık evliyim, çocuğum yok. Fiziksel özelliklerimden bahsetmek gerekirse; 1.75 boyundayım, esmerim, dolgun ve geriye doğru çıkık kalçalara, görenlerin avuçlamamak için kendini zor tuttuğu yuvarlak büyük bir göte, sütun gibi bacaklara ve yaşıma rağmen oldukça diri ve büyük memelere sahibim. Yüzüme ise bakan bir daha dönüp bakar. Gençliğimden beri düzenli spor yaptığım için 20 yaşındaki bir kadının vücuduna sahibim diyebilirim.
Kocam Hakan ise 37 yaşında, oldukça yakışıklı ve fit bir adam, aynı zamanda yatakta da çok iyi. Onunla ilk sikiştiğimiz günü unutamıyorum. Sabaha kadar koskocaman yarrağıyla döve döve beni sikmişti. Sert seks sevdiğimi bildiği için yatakta bana hep hoyratça davranır. Hatta bir keresinde götümü öyle sert sikmişti ki, sabah kalktığımda yürümekte bile zorluk çekiyordum. O halde okula gitmemek için Doktor bir arkadaşımdan 3 günlük rapor almıştım.
Yatakta ikimizin de sınırı yok. Anal, oral her türlü sikişir, birbirmizi doyurana kadar da durmayız. İlk sikiştiğimizde nasıl ben onun haşinliğine ve büyük yarrağına hayran kaldıysam, o da benim oral yeteneklerime hayran kalmıştı. 18 yaşından beri yarrak yaladığım için bu konuda oldukça tecrübeliyim. Büyük ve düzgün bir yarrak yakalayınca kıtlıktan çıkmış gibi yalıyor, emiyor, erkeğimi eritene kadar durmuyordum. Hatta üniversite zamanlarımda Erasmus ile bizim okula gelen bir zencinin kocaman sikini bile komple ağzıma alabiliyordum. Anlayacağınız libidosu çok yüksek ve sekse inanılmaz bağımlı bir kadınım. Tabii Hakan’la evlendikten sonra ondan başka bir erkekle birlikte olmadım. Gerek kocamın beni başkasıyla paylaşmak istememesi, gerek beni her türlü doyuma ulaştırması sebebiyle benim de böyle bir arzum yoktu.
Geçen sene Hakan uzun zamandır çalıştığı şirketten ayrılıp başka bir şirkete girdi. Bu şirket de onu sürekli yurtiçi veya yurtdışı iş seyahatlerine gönderiyordu. Bu seyahatler bazen bir-iki hafta sürüyordu ve her gün sikilmeye alışmış olan ben çok zorlanıyordum. Hakan evde olmayınca birbirimizi görüntülü arıyor, o 31 çekerek, ben de vibratörümü kullanarak birbirimizi boşaltıyorduk. Tabii bu yeterli olmuyordu ve kocam nihayet eve döndüğünde sabaha kadar amımı, götümü, ağzımı sikiyordu.
Evliliğimiz ilerledikçe yatakta monotonlaşmaya başlamıştık. Bu monotonlaşmayı sürekli yeni fantaziler bularak bastırıyorduk, fakat bunların hepsi geçici çözümdü. Bir gün başkasıyla sikişme fantazisi kurmaya başladık. Hakan beni sikerken başka bir kadını siktiğini, ben de başka bir erkek tarafından sikildiğimi düşünüyordum ve bu bizi ilişkimizin ilk günlerindeki gibi azdırıyordu. Tabii bunlar sadece yatakta kalıyordu ve yatak dışında bu konuyu hiç konuşmuyorduk. Bir süre böyle devam ettik.
İş hayatıma gelecek olursam, özel bir lisede çalıştığımı söylemiştim. Burada son sınıfların dersine giriyordum. Okulun bulunduğu semtten ve öğrencilerin ailelerinin zengin olmasından dolayı kızlar çok rahat takılıyorlardı. Daracık kıyafetler, taytlar, etekler havada uçuşuyordu. Çoğunun bakire olmadığına emindim. Ben de dar ve kısa etekler, dekolteli kıyafetler giyerek vücudumu sergilemekten çok haz alıyordum. Okuldaki istisnasız tüm erkeklerin -öğretmenler de dahil- gözü üzerimdeydi ve bu benim gururumu okşamakla birlikte, yüksek olan libidomu daha da arttırıyordu.
Bazen derste bilerek silgiyi veya tebeşiri yere düşürüyor, almak için tüm sınıfın önünde domalıyor; herkese müthiş bacaklarımı, kalçalarımı, götümü gösteriyordum. Bazen birisi bir soru sorduğunda, yanına kadar gidiyor, sıraya doğru eğilip dolgun memelerimi onlara sergiliyordum. Daha ergenlikten çıkmamış bu tazecik gençlerin beni düşünerek mastrübasyon yaptıklarını, döllerini bana akıttıklarını düşündükçe amım vıcık vıcık oluyordu. Bazen bilerek götümü veya memelerimi elliyorlar ve buna yanlışlıkla yapılmış süsü veriyorlardı. İleri gitmedikleri için çok ses etmiyordum. Hafiften benim de hoşuma gidiyordu. Eminim bana dokunduktan sonra arkadaşlarına (Tuğçe hocanın götünü avuçladım!) falan diye anlatıyorlardı.
Seyahatlerinden dolayı kocamla sikişmelerimiz de son zamanlarda oldukça azaldığı için oldukça zor bir durumdaydım. Son sınıflardan birinde Emre adında geçen senelerden bir öğrenci vardı. 1,90 boyunda, atletik vücutlu, yakışıklı bir çocuktu. Orospu kızların çoğu onun peşinden koşuyordu. Bir sene okula geç yazıldığı için diğerlerinden büyüktü ve 18 yaşına çoktan girmişti. Beni her gördüğünde resmen gözleriyle sikiyordu ve ben yine inanılmaz tahrik oluyordum.
Okullar yeni başlamıştı. Son sınıflar sene sonunda üniversite sınavına gireceği için stresliydi. Bir gün teneffüste Emre yanıma geldi. Giriş faslından sonra konuyu açtı, “Hocam biliyorsunuz benim fizik dersim iyi değil. Yazın da çalıştım fakat yine de yapamıyorum. Sene sonu da sınav var. Eğer zamanınız varsa bana özel ders verebilir misiniz?” diye sordu. “Tabii, neden olmasın. Ben haftada iki gün boşum. İstersen dersten sonra burada çalışabiliriz!” dedim ve kabul etti. Makul bir ücret karşılığında anlaştık…
Artık haftada iki gün Emre’yle okul bittikten sonra boş sınıflardan birinde ders çalışıyorduk. Sırada yan yana otururken Emre sürekli bana temas ediyordu. Oturunca iyice açılan bacaklarıma bacaklarını değdiriyor, koluyla göğüslerime dokunuyordu. Son zamanlarda yarrağa hasret kalan ben de bu temaslarla tahrik oluyordum. Dekolteli elbiselerimle ona memelerimi sergilemekten hiç çekinmiyordum. Her seferinde derse başladıktan 5-10 dakika sonra Emre’nin pantolonundaki kabarıklık meydana çıkıyordu. Emre her ne kadar saklamak istese de başarılı olamıyordu. Baya büyük bir siki olduğu belliydi ve her görüşümde amım vıcık vıcık oluyordu. Mola verdiğimizde ise Emre hızlı adımlarla tuvalete gidiyordu. Beni düşünerek 31 çektiğinden adım gibi emindim. Genç ve yakışıklı bir erkeğin beni böylesine arzulaması ise gururumu okşuyordu.
Akşam evde vibratörle kendimi tatmin etmeye çalışırken kapının açıldığını duydum. Kocam Hakan’dan başkası olamazdı bu. Geleceğini söylememişti, sürpriz yapmak istemişti demek ki. Hemen koşarak kucağına atladım ve öpüşmeye başladık. İkimiz de bir haftadır sikişmediğimiz için perişan haldeydik. Kucağından inip önünde diz çöktüm ve bir çırpıda pantolonunu indirip yarrağını ağzıma aldım. Yarrak yemeyi çok sevdiğim için mükemmel sakso çekerim. Üstelik şimdi bir haftadır yarraksız kaldığım için deli gibi yalıyordum Hakan’ın sikini. Ayakta resmen zevkten bayılacaktı. Beni hemen yatak odasına götürdü ve yatağa atıp hiç vakit kaybetmeden amıma girdi. İkimiz de sikişsiz geçen bir haftanın acısını çıkarıyorduk.
Sabaha kadar amımı götümü sikti. Üçüncü postadan sonra yorgunluktan yatağa yığıldık. Hakan’ın göğsüne uzandım. Konuşmaya başladık. Hakan, “Tuğçe, bu böyle olmayacak. Otel odalarında 31 çekmekten mahvoldum. Her gece yan odalardan gelen sikiş seslerini duydukça delirecek gibi oluyorum!” dedi. “Evet ben de öyleyim. Eve gelir gelmez kendimi yatağa atıp vibratöre sarılıyorum, ama yetmiyor. Resmen psikolojim bozuldu yarraksızlıktan!” dedim. Hakan yüzüme birkaç saniye baktı ve “Neden başkalarıyla sikişmiyoruz?” dedi. Çok şaşırmıştım. Kaşlarımı kaldırarak Hakan’a baktım.
Hakan devam etti, “Kendimize eziyet ediyoruz. Libidomuz o kadar yüksek ki, sikişmeden duramıyoruz. Kıskançlığı bir tarafa bırakalım. Hem son zamanlarda monotonlaşan seks hayatımızı da renklendiririz belki!” dedi. Benden bir cevap bekliyordu şimdi. Ne diyeceğimi bilemedim. Biraz düşününce mantıklı geldi. Hakan bazen bir haftadan fazla süre evde olmuyor ve ben resmen kahroluyordum. Kendimize bu işkenceyi yapmanın bir manası yoktu. Hem çevremde bir sürü kolayca kendimi siktirebileceğim çekici erkek vardı. “Tamam, bana da mantıklı geldi. Eğer sıkıntı çıkmayacaksa deneyelim!” dedim. Hakan bu cevabı duyunca rahatladı. O gece beni bir posta daha sikti ve sarılıp uyuduk.
Hakan iş seyahatine gider gitmez icraata başladı. Her gece otel odasına bir kadını alıp evire çevire sikiyordu, sonra da bana anlatıyordu. Onun bu kadar rahatlaması ve mutlu olması beni de sevindirmişti. Ben henüz kendimi kime siktiereceğime karar vermemiştim.
Bir gün okuldaki son sınıf öğrencilerini öğleden sonra üniversite gezisine götürdüler. Ben de öğretmenler odasında oturuyordum ki, sabah girdiğim sınıflardan birinde sınıf defterini imzalamayı unuttuğumu fark ettim. Öğretmenler odasından çıktım ve sınıfa doğru yürüdüm. Sınıfın kapısına geldiğimde içeriden sesler duymaya başladım. “Aferin orospu, böyle devam et!” diyordu birisi ve bu kişi Emre’ydi. Hemen anahtar deliğinden içeri baktım. Emre, okulun en orospu kızı Buse’yi önünde diz çöktürmüş, ağzını sikiyordu. Kanım donmuştu, o şekilde kalakalmıştım. Emre kızın saçlarından sıkıca tutarak sertçe ağzını sikiyordu. Demek ki okul gezisinden kaytarıp kendilerini ilk buldukları boş sınıfa atmışlardı.
İlk dikkatimi çeken şey Emre’nin kocaman siki oldu. Ağzım açık kaldı onu görünce. Kocamınkinden bile daha büyük, kalın ve düzgündü. Ne yapacağımı bilemedim. İzlemeye devam ettim. Emre, Buse’yi ayağa kaldırdı ve sıraya domalttı. Bir çırpıda taytını indirip, zenci yarrağı gibi olan sikini orospunun amına geçirdi. Geçirir geçirmez de eliyle ağzını kapattı, çünkü Buse çığlık atıyordu. Amını yırtmıştı resmen kızın. “Sus lan orospu, bizi yakalattırırsan götünü sikerim!” dedi ve amını sikmeye başladı. Emre gibi kibar ve nazik bir çocuğun bu derece vahşileşmesi beni çok etkiledi. Buse’nin kalçalarını, memelerini tokatlıyor, saçlarından asılıp, suratına tokatlar atıyordu.
Daha sonra Buse’nin kafasını sıraya dayayıp, bir eliyle saçlarını kopartacakmış gibi kavradı, diğer eliyle de kolunu beline getirip o şekilde tuttu ve amansızca sikmeye devam etti. Buse bağırmamak için kendini zor tutuyordu. Orospunun zevkten gözlerinin kaydığını görebiliyordum. Gördüklerime inanamıyordum. Terlemeye ve titremeye başladım. Uzun zamandır beni gözleriyle siken Emre şimdi okuldaki bir kızın amını dağıtıyordu, hem de tam benim sevdiğim şekilde.
Emre bir güzel siktikten sonra Buse’yi önünde diz çöktürdü ve ağzına boşaldı, ama ne boşalma! Oluk oluk boşalıyordu. Buse döllerinin hepsini ağzına alamıyordu. En sonunda Emre’nin boşalması bitti. Buse’nin ağzı yüzü gözü döl içinde kalmıştı, bir kısmını yuttuğu halde. Benim artık ayakta duracak halim yoktu. Amımdan çıkan sular külodumdan taşmış, bacaklarımdan akıyordu. Kendimi hemen bir tuvalete attım ve amımı deli gibi okşayıp parmakladım. Zangır zangır titriyordum, kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Zevkten avazım çıkana kadar bağırmak istiyor fakat bağıramıyordum. Beynim uyuşmuştu. En sonunda boşaldım. Kan ter içindeydim. O an karar verdim. Kendimi Emre’ye siktirecektim.
Akşam bunu telefonda kocama anlattığımda şaşırdı, “Neler olacağını çok merak ediyorum, işiniz bitince bana rapor ver!” dedi ve otel odasındaki Rus çıtırı sikmeye kaldığı yerden devam etti.
Ertesi gün Emre’yle dersimiz vardı. Sabah erkenden kalkıp duş aldım. Vücudumun her yerini kremledim. Bacaklarımı daha güzel göstermesi için biraz yağladım. Güzel bir makyaj yaptım. Üstüme dar beyaz bir gömlek giydim, her zamanki gibi cesur şekilde açık bıraktım düğmeleri. İçime südyen giymedim. Altıma dar kısa bir etek giydim, gömleğimi eteğin içine soktum. Ayaklarıma da kırmızı topuklu ayakkabı giydim. Bu halimle pørnø filmlerdeki sekreterlere benziyordum. Bu eteği özellikle seçmiştim çünkü kalçalarımı çok ön plana çıkarıyordu.
Daha okulun bahçesinde arabamdan iner inmez yine tüm gözler üzerime kilitlendi. Tüm erkeklerin azgın bakışlarıyla okul binasına girdim. Koridorda Emre’yi gördüm. “Hocam, bu ne güzellik ya, okuldaki kızları kıskançlıktan öldüreceksiniz!” dedi. Bunu duyunca içim bir hoş olmuştu. “Teşekkür ederim canım!” dedim gülerek ve yanından geçip öğretmenler odasına yürüdüm. Emre’nin arkadan götüme baktığından emin olduğum için orospu gibi kıvırta kıvırta yürüyordum.
Son ders zili de çaldı. Emre’yle 10 dakika sonra derse başlayacaktık. Lavaboya gittim. Gömleğimin düğmelerinden birini daha açtım. Südyensiz memelerim patlayacak gibi duruyordu şimdi. Sağımdan veya solumdan bakan birisi rahatlıkla memelerimi uçlarına kadar görebilirdi. Eteğimi de biraz yukarı doğru kıvırdım. O kadar sexy olmuştum ki, ben bile etkilendim kendimden. Okulda Emre’yle benim dışımda kimse kalmadığı için biraz rahattım. Sokakta birisi beni bu halde görse eskort sanardı muhtemelen.
Tuvaletten çıktım ve sınıfa girdim. Emre sırada oturuyordu, beni görünce gözleri fal taşı gibi açıldı. Baştan aşağı tüm vücudumu süzdü. “Hayırdır Emre, neye bakıyorsun öyle?” dedim gülerek. “Gözlerimi alamıyorum hocam sizden, çok güzelsiniz!” dedi. Emre son zamanlarda çok cüretkar konuşuyordu benimle ve bu beni delirtiyordu. Teşekkür ettim ve yanına oturdum. Derse başladık başlamasına, ama Emre dersle değil, sadece benim vücudumla ilgileniyordu.
Biraz öne eğildiğim için memelerim artık iyice meydana çıkmıştı, dibimde duran Emre’nin onları görmemesi imkansızdı. Eteğim de kalçalarıma kadar sıyrılmıştı. Emre’yle çok yakın oturuyorduk birbirimize. Bacağımı onun bacağına yapıştırdım. Hafiften irkildi ama bacağını çekmedi. Pürüzsüz, kaymak gibi gibi bacaklarımı hissetmesinin onun kalkık yarrağını daha da sertleştirdiğini görebiliyordum pantolonundan. Üstelik bana belli etmeme gibi bir derdi de yoktu artık. Emre’yi her gördüğümde Buse’yi sikişi aklıma geliyordu ve beni de öyle sikmesi için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Emre iyice zorlanmaya başladı. Ben de çok heyecanlıydım ve sırılsıklam olmuştum. Resmen oğlum yaşındaki birine, hareketlerimle (Sik beni!) diyordum evli olduğum halde. Sırılsıklamdım. Emre o an üzerime saldırsa hiçbir tepki vermez, onunla orada sikişirdim.
Mola verdik. Emre koşarak tuvalete gitti, yine 31 çekecekti belli ki. Ben ise yaptığım şeyin ne kadar doğru olduğunu düşündüm bir an. Sonuçta kocam bana izin vermişti ve ben beni son derece arzulayan genç bir delikanlıya siktirecektim kendimi, bunun neresi yanlıştı? Ben bunları düşünürken Emre sınıfa girdi. Biraz rahatlamıştı. Sıraya oturdu ve havadan sudan konuşmaya başladık:
– “Emre, sevgilin yok mu senin?”
– “Yok hocam!”
– “Aa, tüm okulun kızları senin peşinde! Senin gibi bir erkeğin sevgilisinin olmaması beni çok şaşırttı!”
– “Ben olgun kadınlardan hoşlanıyorum hocam!”
– “Benim gibi mi?”
– “Şey… Evet…”
– “O zaman neden dün Buse’yi siktin?”
Emre kıpkırmızı oldu. Bu kadar ileri gitmemi beklemiyordu şüphesiz. Bir şeyler söylemeye çalıştı fakat söyleyemedi. Terlemeye başlamıştı utancından. “Aman, niye utanıyorsun canım? Sen sikmeyeceksin de kim sikecek?” dedim kahkaha atarak. Emre şaşkınlık ve utanç içindeyken devam ettim, “Hem Buse’yi sikmeyen mi kaldı okulda sanki, sen de iyi dağıttın kaşarı!” dedim yine gülerek. Daha fazla üstüne gitmek istemiyordum. İstediğim kıvama gelmişti çünkü. “Neyse, dersimize devam edelim biz!” dedim.
30 dakika daha çalıştık, fakat Emre’nin kafası yine derste değildi. Dersi bitirdik. “Emre, burada rahat edemiyoruz. Bundan sonra benim evde yapalım dersleri. Hem kocam da evde olmuyor, rahat rahat çalışırız!” dedim gözlerine azgın bir bakış atarak. “Tamam hocam, siz nasıl isterseniz!” dedi. Niyetimi anlamıştı.
İki gün sonra kendi evimde Emre’ye kendimi siktirecektim…